DİĞER
“Cevizin Şarkısı, buralara dair, hani elle tutulmayan miras denen şeylerle ilgili bir masal. Ama karşı-masal.Ve tüm usta işi anlatılarda olduğu gibi, hiç öyle yapmaya çalışmadan evrensel anlatılara da parmak ucundan değiyor. Ucuz egzotizme kaçmadan hem de.”
“Benim hayalim, üyeleri dağılmış eski bir müzik grubunu yıllar sonra aynı sahnede buluşturup sevilen şarkılarını yeniden söylemelerini sağlamaktı. Bunu ne kadar başardım, bilemiyorum.”
“Neden Bach bu denli önemli? İskender Savaşır’ın ifadesiyle, ‘Çünkü Bach’ın neredeyse her eseri, tek ve kişisel bir üslubun tezahürü değil, belirli bir alanda, uzun bir gelenek boyunca denenmiş bütün üslupların, araştırmaların, teknik olanakların kendine özgü ve emsalsiz bir sentezi.’”
Aslı Tohumcu'nun romanı Cevizin Şarkısı, önümüzdeki günlerde İletişim Yayınları tarafından basılıyor. Romandan kısa bir alıntıyı Tadımlık olarak sunuyoruz...
"İnatçı, küçük ama her cadı gibi bilmiş –hatta zaman zaman fazlasıyla kendini beğenmiş– ama hızlı öğrenen, empati kurabilen, akıllı ve hepsinden önemlisi, iyi bir cadı Şeroks. Onunla 20 yıl önce tanıştık..."
"Yıllar içerisinde, özellikle de bu kitabı yazarken değiştim. Kararlar o kadar net verilemeyebilir. Hiçbirimiz o kadar güçlü değiliz. Zaten o kadar güçlü olmak yanında biraz da kibri getirir. Gönül ister ki acı çekilmesin ama bir yandan da 'Keder mi, hiçbir şey mi deseler kederi seçerim' demiş Faulkner."
Pangea Kitaplığı’nın ilk öykü kitabı ve ilk öykü seçkisi olan ve türün duayenleri ile edebiyatın usta isimlerini bir araya getiren İlk, İthaki Yayınları tarafından önümüzdeki günlerde yayımlanıyor. “Başlangıç” teması ekseninde kurgulanan bu bilimkurgu seçkisinin Bülent Somay tarafından yazılan sunuşunu Tadımlık olarak yayımlıyoruz.
“Biz sadece tanık olmakla kararıyoruz. Bu açıdan da umutsuzluk ayıp ve yanlış geliyor. Dolayısıyla edebiyatın, birilerinin bakış açısını değiştirme olasılığı konusunda da umutla umutsuzluk arasında gidip geliyorum.”
Gordion düğümünü çözemesek de bir ilmiğini sökeriz, senin düşünü kurduğun o dünyanın, tükenmeyen umudunun, azminin, çalışkanlığının binlerce elinden birine tutunuruz
Tuz Zamanı: Arzu, libido, bilinç dışı, kriz, kurban, tanıklık, trajedi ve felaket gibi büyük kavramları küçültüp cebine yerleştirmektense, büyütüp yüzünüze çarpan bir huzursuz estetik anlatı
Diyarbakır, Murat Özyaşar için sadece coğrafî olarak sınırlandırılmış bir yer değil. Yahut biyografisinde yer alan hâlinden çok daha fazlası. Aslından fazlası var…
Zaman varsa, kadın içindeki kendine ait odalarının kapılarını tek tek açacak, dilerse de kapatacak. Kendini kuracak; düşlerini, dilini, cümlelerini ve isterse de yıkacak...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık